Runtalya, bence ülkemizin en iyi büyük koşu organizasyonu (Yarış Takvimi New Balance Riva Yarı Maratonu’nu tekrarı -en azından 2012de- olmayacağı için kademe düşürdüm.) Öger Antalya Maratonu’na 4. kere kere katıldım. 2009 yılında beni yol yarışları ve düzenli koşmak ile tanıştıran Runtalya, hem aile yaşantımıza sporu oturtmamıza yardımcı oldu, hem de AdımAdım ile tanıştırarak “boşa koşmamayı” sağladı. Önceki yazımda Runtalya, AdımAdım ve koşu gelişimimi yazmıştım. Ve 4 Mart’ta 2012 yarışında koşacağımı, TEGV için bağış toplayacağımı yazmıştım.
Özet: Sözümü tuttum. 3. olimpik maratonumu, yani tam 42.195 metrelik parkuru koştum. Resmi zamanım 3:53:22 . Bu benim en hızlı maraton sürem, kendi rekorum. Dizim biraz ağrıdı, sonlara doğru zorladı. Bırakmadım, asıldım. Gönlümdekinden daha yavaş olsa da bitti. Canım yandığında, kendime hatırlattım: “iyi bir şey için koşuyorsun Caner, bırakma!”. TEGV Ateşböceği projesi. Bu yazıyı okumaya başlarken, sizden 5dk ve 5 TL istediğimi bilin. Beraberce Adım Adım koşucuları adına yapılan bağışlarla yapılan 21.Ateşböceği’ni sizin katkınızla daha fazla çocuğa ulaştıralım.
Tek Başına Koş ama Maratona Ailenle Gel
Benim için koşu yarışları, özellikle Runtalya’nın çağrıştırdığı bu. Hoş, artık 3,5 yaşında olan oğlumu ittiğim koşularda kesinlikle yanlış değilim, koşu boyunca paylaşıyoruz birşeyler… Runtalya 2012, bizim için harika bir koşu tatili oldu. Ben 42.2km koştum, eşim hande ilk 10km koşusunu tamamladı, oğlumuz Can Berk ile 2,5 gün tatil yaptık, biz koşudayken otelde Barış Halasıyla kitapla okudu, sonra öğleden sonra oğlumuz kendi kurduğu yarış parkurunda koşturdu… Hepimiz koştuk, hepimiz madalyalar aldık… Elbette sadece bir tanesi yenebiliyordu…
Runtalya bizim için 2012 Ekim ayında kayıt olmamızla başladı. Aralık ayında uçak biletlerimizi AtlasJet‘ten aldık, daha sonra AdımAdım otel programı açıklandığında Rixos Antalya Downtown‘da AdımAdım’a özel fiyatta yerlerimizi aldık. Böylece 3 ay önceden herşeyimiz belli idi. Ben bu sefer maraton için hiç özel antrenman yapmadım, ultra maraton hedefim için yavaş uzunlardan oluşan haftalık program ile geldim. Runtalya hızlı bir uzun antrenman olacaktı. Hande, koşmayı sevmediği için hiç koşmadı. Halk arasında iman gücü olrak bilinen zihinsel telkin ile hazırlandı. Oğlumuzun son hafta haberi oldu, arabalarını topladı geldi. Neden onunla koşmadım? Çünkü 3 saatten uzun koşularda ona eziyet edeceğimi düşünüyorum, kıyamıyorum o kadar uzun süre araba sabit oturmasına.
Runtalya kesin kayıt işlemleri her sene farklı bir AVM içinde. Bu sene TerraCity’deydi. Cuma akşamı uçaktan iner inmez oraya geçip numaralarımızı aldık, böyece Cumartesimizi hiç bölmedik.
Cumartesi sabahı Antalya Arkeoloji müzesi ve otel çevresinde vakit geçirdikten sonra Adım Aadım basın toplantısı ve akşamüstü toplantısına katıldık.
Otelde tam 270 oda Adım Adım koşucusu vardı. 2 sene önce çoğu koşucu tanıdıkdı. Şimdi büyük bölümü yeni yüz. Yeni dostlarla tanışmak çok güzeldi, yıllardır görüşmediğim 4 ayrı güzel insanla tekrar yollarım kesişmesi ise harikaydı.
Adım Adım toplantısında oluşumun 4 senede topladığı 2 milyon TL’ye yakın bağış, nasıl toplantığı, nereye gittiği koşunuldu. (Bu yazımdaki sunumda özeti var) Renay ve Itır, çok akıcı ve oyalamayan bir sunumla herkesi motive ettiler.
Akşam yemeği biraz zorlu oldu. Rixos Downtown herşey dahil otellerden olmadığı için ana restaurant kapasitesi tüm otele veya 600 azgın koşucuya uygun yapıda değildi. Aç kalmadım, hatta kendimi kontrol etmeme yardımcı oldu:) Ertesi sabah 06:30da kalktık. Hande ile dönüşümlü kahvaltı edip en son 07:30da oğlumuzu uyandırıp kahvaltıya indirdik. Fotoğrafa bakınca kim maraton koşacak bilemiyor insan.
Saat 08:00de lobide toplandık. Bir çok tanıdık ile moral alışverişi yaptık. Ben keyfine koşmaya niyetli olduğum için rahat sayılırım. Derece hedefli arkadaşlar biraz daha gergin. Ama AA grubunun geneli neşeli. Elektrik ve enerji çok pozitif.
08:10da otelden hareket edip 1km mesafedeki Cam Piramit’e yürüdük. Hande ilk koşu organizasyonu olduğu için biraz heyecanlıydı. Bu sene Runtalya’daki her üç parkur (10-21.1-42.2kmler) aynı anda start aldı. Bence start enerjisi açısından güzel oldu. Bitiş biraz zayıfladı, ama hepsi beraber olmuyor.
Çantalarımızı cam piramit içindeki çanta toplama alanına bıraktık. Üzerinde numara yazan çantamıza yarış biter bitmez ulaşıp üzerimizi değişebilir, içindeki yiyecek ve içeceklerle enerjimizi yeniliyebiliriz.
Start çizgisinin arkasına giderken tanıdıklarla merhabalaştık. Uzun koşu partnerim Ilgaz ile buluşup ısmarladığım paket tuzları aldım. Çizginin 200mt kadar arkasında geri sayımı pek duymadan şen şakrak birkaç dakika geçirdik.
Starttan sonra Hande ile ayrılıp kendi hızımızda devam ettik. Hedefim olabildiğince 5 tempo (kilometreyi 5dakikada geçmek) ile devam etmek. Ilgaz ve Tansu’yu yakalamak için kalabalık içinde biraz hızlandım.
5. km noktasını geçtikten sonra Şener ile yan yana koşmaya başladık. Sonraki kilometrede Galip ve Güngör’ü yakaladık. Bu üçlü 3:30 civarı, benimkinden hızlı koşu hedefliyorlardı. Olabildiğince onlara tutunmaya karar verdim. Böylece yarış için tek hazırlığım olan stratejimi plana uygun başlattım…
Runtalya’da 1.3kmde başlayarak yaklaşık her 2000 metrede bir su-sünger noktası vardı. Bazı noktalarda powerade, elma-portakal, muz ve kola da vardı.Bu sene meyve gibi ikramlar daha azdı. Sponsor sıkıntısı olmalı. Oysa ki Coca-Cola firması suyu 330, enerki içeceğini 500ml ambalajda gönderdiği için içeceklerin de %80 boşa gitti; koşarken 2 yudum alıp kalanı atıyorsunuz…
Runtalya’nın en güzel detaylarından biri motivasyon ritim-müzik-animasyon grupları. Karşınıza çıkan mehter takımı, Roma askeri, davulcu-zurnacı sizi motive ediyor. Şener bu noktada tokmağı adamın elinden kapacak gibi hamle yaptı…
Maratonun ikinci yarısı benim için zorluklar başladı. Bir süredir gelip giden diz ağrım artık sürekli gölgem olmaya başladı. Galip ve Şener 21e gelirken uzamışlardı, Güngör’le beraber giderken Şener yavaşladığı için geçiyoruz. Ben 3. çiş molamı (15sn) verip Güngör’ün 100mtre arkasına düşüyorum. Bu mesafeyi kapatmak 1,5km koştuktan sonra mümkün olabiliyor… geçici olarak.
14km geçişim 1:09 gibiydi. 28km geçişim 2:30 oldu. Gittikçe yavaşlıyordum.29.km gibi zorunlu olarak bir tuvalet mobosunda 1dk kaldım. Çıktığımda dakikalarca eski tempoma hızlanamadım. Kaslar hareketi bıraktığında iş zorlaşıyor. Artık sağ dizimdeki ağrıyı geçştirmek için 15-30-60snlik yürüyüş molaları, zaman zaman 15 sn.lik ters koşular yapıyorum. İnsanlar yanımdan gelip geçiyorlar ve yapacak fazla bir şeyim yok. Zaman zaman hızlanıyorum ama sonra dizim tekrar yürümeye zorluyor. Yavaşlayınca bir kere, tekrar hızlanmak aşırı yüklü bir kamyondan daha hızlı olamıyor.
34. km civarında yürüyüş molasında arkamdan tok bir se geliyor “Caner, devam !” Şener yetişiyor. Tanıdık bir destek ile koşmaya asılıyorum. Birbirimizi yüreklendirerek hızımızı korumaya çalışıyoruz. Ben yinede ikmal noktalarında kısa yüürme molaları veriyorum, sonra kısa deparlarla Şener’e yetişiyorum. Kulağımda “Düşlere Uzanan Patikalar” film müziği. Emir Cerman’ın besteleri tempo yaptığında çoşuyorum, TDS gece etaplarının yılgın anlarını yaşatırken sabahın aydınlanacağını hatırlayarak umutlanıorum, asılıyorum.
Mesafeyi parçalara bölmezseniz metreler de dakikalar da geçmiyor. 38km civarında bulmam gereken özel içeceğimi (kutu Pepsi) bulamayınca artık depar atmamak için bahane yapıyorum kendime. En çok dizim seviniyor. Cumhuriyet Meydanı’nı geçerken hızlı yürüdüğümde çok da yavaş olmadığımı, çünkü ancak 6:30 tempoyla koşabildiğimi tespit ediyorum. 5 dakika koş, 1-2 dakika yürü ile kilometreye geliyorum. Bitmesine az kaldı. Acı var ama tamamen tükenmedim.
Maratonun ilk yarısında 9 fotoğraf çekmişim. Ama ikinci yarısında sadece 2, ikisi de bitişe 100mt kala. Sevgili Gonca ve Mehmet Ünal üst geçitten benim son 200metremi videoya kaydetmişler. Sağolsun Abdülkadir Yeşilyurt da aşağıdaki kareyi yakalamış.
Böylece 3. olimpik yol maratonumu tamamladım. 4:14, 4:04 ve şimdi de 3:52:38 net zaman. Bu koşullarda hiç fena değil. Dizim ve diğer zorunlu molalar olmasa 3:40 olabilirmiş. Mazerete gerek yok, sonuçta hayatın sana sunduğunu yaşıyorsun. Öngörülmeyen ağrı ve rahatsızlıklarımla başa çıkmayı, yarışa olabildiğince tutunmayı başardığımı düşünüyorum. Elimde olmayan stres ve değişkenleri olduğu gibi kabul edip, mevcut kaynaklarla (beslenme, başka koşucular, ipod’um, kendime telkin) hedefime odaklandım. Problemi parçalara bölüp, “büyük problem” yerine erişilebilir küçük çözümlere odaklandım.
Çizgiyi geçince madalyamı aldım. İlk yaptığım şey, kısa bir video kaydı oldu. TEGV için sözümü tutmuştum, dostlarımla paylaşma vakti:
Parkur bitti, yarış bitmedi. Birkaç merhabadan sonra hızla çanta bırakmaya gidip çantamı alıyorum. Bu sene bitiş çizgisinde su dağıtımını göremedim. Acaba erken mi bitti? Neyse ki yarış sonrası masaj servisi yerinde ve ödül kadar değerli olan şu ki; sıra yok! Hemen kıs abir spor masajı alıyorum.
Merak edenler için: Koşu öncesinde kendi normalime yakın bir kahvaltı ettim. (yumurta, 2 dilim ekmek, tulum peyniri, zeytin, bal, tahin-pekmez, elma, muz). Koş sabahı 1,5 ltye yakın sıvı almıştım. starttan önce 200ml kola ve 200ml powerade dahil:) Biri startan 5dk önce olmak üzere toplam 3 enerji jeli, 1 mini boy snikers, 2 minik tuz paketi, 3 dilim portakal ve yarım bir muz yedim. sanırım 1,5-2lt kadar sıvı içtim parkurda. Çantamı alınca içindeki 250ml kola ve 200ml suyu hemen yuttum.
Rehabilitasyon sürecini kesik kesik yaptım, zira parkur bittikten 30dk sonra tekrar oğlumun babası oldum. Neyseki eşim Hande bana ara ara dinlenme zamanı verdi. Yüzlerce koşucu ile aynı otelde kalan, anne-babasını koşuya gönderen oğlumuz ise bahçede kendine bir koşu parkuru hazırladı. 4 tur koştu ve sipariş ettiği çikolatayı madalya olarak aldırdı! Havanın ilk ılıman olduğu haftasonu, onu iterek koşma sözüm var!
Eğer buraya kadar okuduysanız ve bir şekilde aktiviteden hoşlanıyorsanız şimdi ajandanıza/telefonunuza not alın: 2013 Mart’ının ilk haftasonu Runtalya 8. kere koşulacak. ster yürüyün, ister koşun, isterseniz yürüyp koşanlarla aynı otelde kalın. Kesinlikle geldiğinize değecek.
Yapmanızı istediğim bir şey daha var: TEGV için adıma hiç olmazsa 5 TL havale etmeniz. Bu paralar biriksin, hiç görmediğimiz pırıl pırıl çocuklar gelecek için umutlansın.
Internetten ONLİNE (kredi kartı ile ) Bağış yapmak için: www.tegv.org
HAVALE VE EFT İÇİN TEGV BANKA HESAP NUMARALARI
BANKA ADI :YAPI KREDİ BANKASI(TL) ( 0067 )
ALICI ADI :TÜRKİYE EĞİTİM GÖNÜLLÜLERİ VAKFI
ŞUBE :HARBİYE ÖZEL BANKACILIK MERKEZİ (00391)
HESAP NO :1000000
IBAN: TR74 0006 7010 0000 0001 0000 00 SWIFT KOD: YAPITRIS
Bağış yaparken açıklama kısmına “AA, CODABASOGLU, KENDİ İSMİNİZ” yazarsanız, sizin adınıza bağışınızın takibini yapıp sizi bilgilendirebilirim.
İlgili Yazılarım:
2009 yılında oğlumu pusetinde iterek tamamladığım ilk hayırseverlik koşumu okumak için tıklayınız.
2011 Avrasya koşu hikayemi okumak için buraya tıklayın.
Runtalya 2009 ile herşeyin nasıl başladığını okumak için lütfen bu yazımı okuyun.
Uğruna koştuğum Ateşböceği Projesini tanımak için lütfen tıklayın.