Runfire Ultra için ikinci günümüz 41.5km km olarak açıklandı, GPSsimizdeki track 43.3km idi. Aykut Garmin Forerunner 305 ile 43.03km, ben Garmin Foretrex 401 ile 42.8km ölçtüm.
Bir cümlede bugün: Sıcak, düz ve hızlı, kolay navigasyonlu, yoldaşlarla keyifli…
Sabah 07:00de (“Turkish Time” ile “Real Time”ın aynı olmasına İtalyan Dino hayret etti, biz de yarın 2 dakika erken hazır olmasını söyledik) minibüslerle 35dakika yol giderek Mazı köyünden start hazırlıklarını yaptık.

Çıkış öncesi Aykut>Caner>Mert

 

Nedense dünün tekrarı oldu, millet yine 10K koşacak gibi fırladı. Bir fotoğraf çekip ekürilerime yetiştim. Mahşerin atlıları gibi yan yana koşmak, hiç konuşmadığımız çeyrek saatlerde bile basış ve yer değiştirmelerle anlaşmak, anlatması zor, yaşanması güzel.

Bu fotoğraftaki 4. kişi Mustafa Kızıltaş. Hemen arkamızda Güney Afrikalı Wayne Rice var. İznik Ultra 60K’da 4.olan Wayne maalesef günün ilerleyen saatlerinde yarışı bıraktı. Kendisi ile konuşamadan kamptan ayrıldı. Dehidrasyon ve dizinde ağrıdan bahsetmiş. Tahminim bu kareden 3-4K sonra arkamızda kalmaya başladığında bir şekilde yetişmek için hızlandı, eksik su aldı, fazla zorladı. Kişinin limitleri kadar kendini zorlaması çok önemli.
Sabahtan bu günün sıcak olacağı belliydi. Dünden 14km daha uzun olacağı için yanacağımız da. Dünkü iniş çıkış üzerine sıcak, az eğim ve koşması genelde rahat zemin (ilk 30-32km) birçok kişiyi zorladı. Özellikle hızlı başlayayıp kendini tüketenler. Start çizgisinde güçlü hissediyorsunuz, 6 gün koşmaya geldiyseniz zaten koşmayı seviyorsunuz, çantanız her gün daha hafif, yorgunluk atılmış… Eğer deponuzu hızlı tüketirseniz, kas ve eklemleri erken yorarsanız ve yeterine su, elektrolit ve besin yerine koyamazsanız işiniz zor.
İlk 5km, lider grubun arkasında giden 2.grubu oluşturduk. Sabah serinliğinde, çok keyifli bir etaptı. Ön grup hızlandı ve ilk CPye kadar göz temasında kaldılar. Sonra biz 3ümüz kaldık. Tarlalarda birkaç km koştuktan sonra Mert yavaşlamaya başladı. Aykut “gidebildiğimiz kadar hızlı gidelim, sıcağa kalmayalım” diyince Mert’in 1-2 dakika önünde beraber koştuk. Bu bölümde kulaklarıma şu takıldı: “Ne koşuyonuz, canınıza yazık!”- tarlasının yanından geçtiğimiz abla. CP2 (24K?) da ben biraz yavaşladım. Beslenme ve Aykut’un gazı ile 500mtre sonra tekrar koşuyordum.
Eşeğe semer ağır gelmez
38gibi Mustafa abiye yetiştik, beraber koşmaya başladık. Aykut’un sessizliğinden sonra Mustafa abinin sohbeti iyi geldi. Çantalı pusetli koşu derken üstat konuya noktayı koydu: eşeğe semer ağır gelmez… Doğru söze diyecek yok.

Yazıhöyük pazar yerinden geçen rotamızda Mustafa K. ve Aykut tezgahları incelerken.

.

Elbette ben de boş durmadım; karpuz ve kavunlardan koşarak uzaklaşıp patiskalara baktım.

30K civarında bir yer… arkadan geldik. Caner>Aykut. Foto Mustafa Kızıltaş.

Mustafa Kızıltaş ve arkasında devam edeceğimiz yol. Yokuşlar hafif başladı, birazdan zemin gevşeyip eğim artacak…

Buralarda bir yerlerde Mustafa abi ile yarış projeleri geliştirdik, beyin fırtınası yaptık. Yoksa zaman nasıl geçer?

36.km’deki son kontrol noktası. Güzel insanlar ve Garmin 401 parametreleri. Evet, ya GPS ekranı ya da objektif ter olmuş…

Bu fotoğrafı çekip arkamı döndüm ki Aykut ve Mustafa abi 50metre yokuş yukarı uzamışlar. Onları yakalamak için 2km basmam gerekti. Gün biterken niye yakalamak istedim? Esasında kopmamak istedim, görüşmden çıkarlarsa tempom daha da düşer ve yol uzar diye..

Onlara yetişmek fotoğraf çekerken zor tabii… ama buralar çok yabanıl, çok güzel.

Fotoğrafı çektiğimde 401 tam 42.2km diyordu. Önümde Aykut. Daha da ilerde (600m) kamp.. son bir gayret ile son 500mt durmadan koşmayı başardım.

Ve Caner ikinci günü bitirir…

Bugün zorlandım. Özellikle son 6km tempolu koşmak sınırlarımdaydı. Bu akşam dinlenmek ve beslenmek çok önemli.

İyi düşün, İyi Olsun

Kas katı vücudumun imdadına Mustafa abi yetişti. aşağıdaki muamelenin pahası biçilemez…

Beni hayata döndüren masaj: Mustafa abinin elleri dert görmesin

Çadırda organizasyondan gelen limon, tuz bol su ve çantadan çıkanlarla enerji toparlamaya başladık. İzmirden Hüzeyin Polat abimiz hatırlatınca; bir LYUM muamelesi olan leğen, tuz ve su geldi. Su toplamış baş parmağıma ne güzel geldi…

Bu ayaklar 40dakika tuzlu suda, sonra da 20dakika bu şekilde dinlendi.

Yarın 33km var. Bakalım başka neler var?

Rotamı ve Foretrex 401 datamı görmek için tıklayınız

Genel sıralama linki aşağıdaki 1. gün günlüğümde var. Kendi en iyi zamanımı yapmaya çalıştığım için gün bazlı sıralamamı burada yazmak istemiyorum.

Bu yazinin fotograflarini kucultup bana geri mail atan Ilgaz Kuruyazıcı ya ozel tesekkurlerimle…

Runfire Ultra 2012 için diğer yazılarım:
Runfire gün 6 – son etap
Runfire gün 5 uzun etap
Runfire gün 4
Runfire gün 3
Runfire gün 2
Runfire gün 1
Runfire canlı takip ve yayın, video linki.
Runfire yarış öncesi, sıfırıncı sayfa
Runfire Cappadocia Hazırlıklarım

Share This