We were at Spain-Andalucia this October for the Ultima Frontera 160 event on October 22, 2011. I ran the 80k course with Ilgaz, meanwhile Aykut did to full 160k. Hope to post English version soon. Organiser Team Axarsport did a good job there. This was a kind of personal test of myself. I had finished the TDS course at UTMB2011 only 2 months go. That was quie epic due to my pre-race inqury and of course lack of experience. I had accepted Ilgaz’s offer just when asked-3 weeks before the event- to see if I was building some structure to “run” ultras… You can view my TDS report here and our documentary video project episodes here.
UF160 olarak da bilinen bu yarışı ilk kez 2011 yılında yapıldı. Açılış yarışına katılma hikayemiz ve organizasyonu yapan Team Axarsport ile ilgili notlarımı önceki yazımdan okuyabilirsiniz. 22 Ekim 2011de Ilgaz Kuruyazıcı ve Aykut Çelikbaş ile koştuğumuz yarış hikayemiz ise aşağıda:
İspanya’nın güneyindeki Endülüs bölgesinde, Malaga’ya 80km uzaktaki Loja (Loha diye okunur) kasabasında başlayıp biten yarış için THYnin 21 Ekim tarihli İstanbul-Malaga doğrudan uçuşunu kullanıyoruz. Ilgaz’ın fikri ile millerle konforlu sınıfta ekonomik uçuyoruz. Yaşasın Miles&Smiles! Uçuş yaklaşık 4 saat sürüyor. İndikten sonra taksi tutmak yerine araç kiralamayı araştırıyoruz. Lidos Autos yerel ama büyük ve düzgün bir firma, Loja’ya vardığımızda ne kadar iyi bir iş yaptığımızı fark edeceğiz. Üstelik 2 kişi bile olsanız fiyat daha ekonomik. Otobüs aktarmaları ise bu bölgede biraz muamma, sonraki 2 gün boyunca otobüs seferlerinden muzdarip insanlarla tanıştık.
The race starts and finishes at Loja. Situated 80km north of Malaga, it’s in the Andalucia, south of Spain. We have direct flights from Istanbul. It was a short notice desicion to participate, so we decided to check car rentals that you couldn’t google before. We got a cheaper price for even two, we would benefit even more when we arrive to Loja. Bus schedules are tricky and many we met later had troubles.
Havalanından çıkıp İspansa trafik işaretlerine alışmaya çalışırken cuma öğleden sonra şehir dışına kaçanların trafiğinde yanlış sapıp 12km gidiyoruz. Böylece İspanyol otobanlarını daha iyi tanıyarak Loja’daki otelimize (Hotel Manzaril) varıyoruz. İlk iş 2gün önce gelen Aykut ile buluşup kasabanın öbür ucunda yer alan stadyumda kayıt işlemlerini tamamlamaya gidiyoruz. Kiralık arabamız bu 3kmlik yolu 5dakikaya indiriyor, toplamda 5 kere gidip gelmemiz gerekecek. Bu arada otobüs hattı yok- hatta biz hiç şehir içi otobüs görmedik.
We take a wrong turn on the motorway but after you get used to Spanish signs it’s an easy drive. We pick Aykut (our 160k-mate) from Hotel Manzaril and driveto event center. We did not see any incity transport so the car helps alot on his 3km distance as we need to drive 5 more times during our stay.
Team Axarsport İngiliz asıllı bir firma, bu sebeple birçok Britanyalı var. UTMBye puan verdiği için İspanyollardan da hatırı sayılır katılım var. 3 parkura toplam 125 kişi kayıt olmuş. Spor salonunda basit bir kayıt düzeneğinde beklemeden işlemler tamamlanıyor. Macera Akademisi Yarışları ve İstanbul 5 Days broşürleri bırakıp otelimize dönüyoruz. Yarış malzemelerimizi hazırlayıp son eksikler ve yiyecek alışverişi için sokağın karşısındaki süper marketi girdik. Seyahatlerde market gezmeyi sevdiğim için biraz oyalandık, torbalarımızla çıktık. Zeytinyağının ucuzluğu ve tadına bayıldığım limon aromalı alkolsüz bira en değerli keşifler oldu.
Team Axarsport is a Brit-based company – so many English speaking are attending. The event is acredited by UTMB so total 125 have registered to 3 courses. We finish the registration formalities faster than expected and leave flyers from Turkey: Adventure Races ve İstanbul 5 Days Orienteering event. Time to shop race food and supplemantry breakfast food: Supermarkets in the town are quite big, we spend some extra time to explore about Spanish daily life.
Saat 20:00deki pasta partisini çok sönük bulduk. Katılan az yarışmacı çok sosyalleşmeye çalışmıyordu. Yarış merkezine ulaşım zorluğu ve İspanyolların çok azının İngilizce konuşması başlıca sebeplerdi sanırım.
Otelimizin cafe-barında strateji ve zaman hesaplarımızı gözden geçirip yol/profil notlarımızı toparladık. Yattığımızda saat 23ü bulmuştu. Sokaktan gelen gürültülere rağmen genelde rahat uyuduk. Gelmeden okumuştum, İspanya’da gün değişik akıyor. Gündüz sokakta kimseler yok ama akşam serinliği ve karanlıkla beraber sokaklar insan doluyor. Akşam yemeği için 21-22de cafe, tapas ve restaurantlara geliyorlar. Haliyle eğlence gece gec saatlere kadar devam ediyor. Sabah 7de kahvaltya indiğimizde önceki gece 22de akşam yemeğinde gördüğümüz gençler eğlence dönüşü kahvaltı ediyorlardı!
We attended to pasta party at 20:00 hours but were a bit disappointed. Not many runners attended and only a few were english speaking. They were not willing to make friends, maybe more stressed than us for the event the following day. So we moved to the bar of our hotel, studied race strategies, CP passing times and prepared our profile/time cards. It was 23 by the time we went to bed. I had read Spanish live the evenings, it is real! You walk deserted streets in the afternoon but its crowed by the night fall. Cafes, tapas’ and restaurants welcome people by 21 or12:00 hours and people dine. We were amazed to see the youngs at 07 at breakfast, they were dining by 22 the night before in the same clothes!
İstendiği üzere starttan bir saat önce, 8:00de spor salonuna vardık.
Parkur ortası için eşya çantalarımızı (dropbag) teslim edip son ayarlarımızı tamamladık. Dropbage 80ciler bir kere, Aykut ve diğer 160cılar 2 kere varacaklar. Yedek kıyafet, çorap, ödül yiyecekleri, parkurun devamı için ikmal malzemesi ve olası acil durum malzemeleri koyabilirsiniz.
Yarı-otonomi gerektiren küçük ve orta ebatlı yarışlarda dropbag hem yarışmacının hem organizasyonun hayatını kolaylaştırıyor.
We arrived at the sports center as required. At UF160, you can have dropbags. We did fine tning to our equipment, left dropbags. Aykut and other 160k-runners will arrive twice. Leaving extra clothes, socks, food and happymeals is a good thing, I think it also helps the organiser as well in this size events.
Brifing 30 dakika geç başladı, İspanyolca 10, İngilizce 4dakika sürdü. Ardından hep beraber şehir merkezine yürüyüp tarihi bir meydandan medya startı alıyoruz.
The breifing started 30 minutes later than announced. Spanish 10 minutes, English 4 min. Than we walk to the media start in the town center.
İngilizce brifingde eksik kısım; biz mülayim jog atarken 400mt uzayan ilk grup spor merkezinin önünden geçerken zaman başlıyor… 10-20 saatte 2 dakika önemli değil diyerek dert etmiyoruz.
Than comes the missing English part; we jog slowly for the official start. We learn that the first runner passing by the sports center triggers the chronometer. Well, a few minutes in a 10-20 hour race is not muc to bother, so we start our Garmins..
Artık yarıştayız. Loja eteklerindeki tepelere tırmanıp inerek başlıyoruz. Ilgaz’la parkuru olabildiğince beraber gitme planımız var. İkimiz de belli bir dereceden çok sağ salim finish hedefleyen tipteyiz. Birbirimize yakın hızdayız, farklı güçlerimiz var. Düzde ve hafif eğimde koşup, yokuş yukarı yürüyerek enejimizi 80km’ye yaymayı hedefliyoruz. Aykut da ilk başlarda temkinli.
İlk kontrol noktası Ventorros de San Jose köyünde, 19kmde ama biraz erken geliyor. Bu noktada Ilgaz su torbasını doldururken molayı 5 dakikaya uzatıyor. TNF Enduro 13 ile benim işim 90 saniyede bitmişti. Bu yarışta standart 500ml mataralar yerine RaidLight 750ml emzikli mataralarımı kullanıyorum. Böylece 1,5lt sıvı taşıyabiliyorum. Yolda mola stratejisi konuşuyoruz.
Zeytin bahçeleri arasından koşuyoruz. Dağ, taş, göz alabildiğine zeytinlik. Türkiye’dekilerden farklı olarak ağaçların arası traktör geçebilecek şekilde açık ve zemin hep bakımlı, bahçeler hep 40-50dönüm veya daha büyük. Böylece makinalı tarım yapan çiftçiler daha yüksek verim ve kar elde edebiliyor. Zeytinlerin yağı güzel ama sofra tadı bizimkinden çok farklı-açıkcası tutmadım.
So we are in the race. Course starts with a moderate climb, than it is up and down to CP1. Ilgaz and I had decided to run as much as together, we are not those podium or personal best freeks. We just want to accomplish with a fresh feeling. We are quite same level with different strenghts. Our strategy s simple: walk up the climbs, run the plains and downhills as much as we can. We start slow to sustain your power through 80k. Aykut has a similiar pace.
The distance to CP1 at Ventorros de San Jose seems a bit shorter than announced. We loose about 5minutes as Ilgaz takes it easy to refill his water reservoir. As I used TNF Enduro 13 pack with larger Raid Light 0,75lt bottles, it took only 90sec.s to refill and have some snacks. We discuss in&out strategies on the run.
We run through olive gardens all the time. We have also many olive production in south of Turkey but the land gives the clue on first sight the distance between trees is set properly to use machine power here. We are now running on asphalt (tarmac) roads. CP2 is in the middle of nothing, just to mark seperation point og 50k runners. When I pause for some photos, Ilgaz finishes his well planed re-hydration pit stop before me.
Parkurumuz artık asfalt ağırlıklı. KN2den önce biraz toprak yol oluyor. Bu noktada ben fotoğraf çekerken Ilgaz planı başarıyla uygulayarak 70saniyede pitstoptan çıkıyor.
Önümüzde 48. kilometrede bizi bekleyen KN3 – Montefrio – öncesi sıkı bir tırmanış ile plato koşumuza başlıyoruz. Tabii bunların hepsi asfaltta. Yağmurun başladığı bu etapta Ilgaz biraz keyifsiz. “I left my bag in Montefrio” şarkısı ile hızlanıp kasabaya doğru alçalıyoruz. 24 saat sonra, şarkımıza “I dropped my bag in Montefrio” şeklinde son halini vererek albüm çıkartmaya hazır hale geliyoruz.
Running all on hard roads, we climb towards Montefrio. Rain caught us by the time we were on the “platoe” as we called. Ilgaz is low and slow here. We sing and hum songs, the sight of Montefrio takes our breath after the rain. We speed up. There is nobody applusing or even interested (exvept the drunk guy inviting me to the bar) in the town, I was expecting more sports related community here.
Tarihi kasabanın güzelliği ve dokusu bizi hızlandırıyor. Sokaklarda bizi alkışlayan yok, tıpkı önceki köylerdeki gibi. Endülüs halkı futboldan başka sporlarla pek ilgilenmiyor. Koşan manyaklara genelde selam bile vermiyorlar. Ama bir barın önünden geçerken içki daveti alarak (!) kasabanın içinden tırmanıyoruz. KN bir otelde.
Dropbaglerimiz bizi yeniliyor. Hava serin zemin düz olduğu için iç çorabımı yedek ile değiştirmesem de ayakkabılarımı çıkartıp ayaklarımı dinlendiriyorum. Çantadaki 2 kutu alkolsüz bira, pringles ve eski kaşar küplerim ile beraber tuz serptiğim domatesi götürüyorum. Gatorade şişemi çantama atıyorum, sol mataramda hala 400ml isotonik var ve karıştırmak istemiyorum tatları. Ilgaz don ve taytı hariç herşeyi değiştirdiği için mandalina, muz ve pringles ile devam ediyorum. Aykut çoktan devam ediyor. Sonunda tekrar devam ediyoruz. 26 dakikalık mola yarı yarıya kısalabirdi ama bazen moral zamandan daha değerli.
Our dropbags at CP3 refilled us. I consume non-alcholic beers and pringles with some Turkish permasan and a salted tomato. Ilgaz has a full change of clothes with little feeding. Aykut leaves and I try to push Ilgaz. It’s 26minutes later we are back on track. This break could last half the time but I didn’t push my friend as I know good motivation is more valuable than 10 minutes in such a situation.
70 metre rakım daha kazanıp parkurun en güzel 6-7kilometreleri için orman içinde yokuş aşağı patikalardan koşuyoruz. Kah Belgrad ormanı, kah Bolu. Çoğu zaman tek kişilik, teknik etaplar içeren akıcı bir etap. Ormandan çıkınca çiftlikler arasındaki toprak ve asfalt yollar ile köylerin kenarından geçerek 80cilerin son KNsı olan Heutor-Tajar’a varıyoruz. 55.kmde ağrımaya başkayan sol dizimi 60km cvarında bandajlıyorum. Ilgaz’ın 400mt arkasından aynı hızda giderken o aniden duruyor. Kasaba girişinde işaretler sökülmüş yerlerde. Dikkatle kontrol edip yavaş ama doğru yönde devam ediyoruz. Vandal vatandaşların verdiği hasarı organizasyon sonradan tamir etmiş. Spor merkezinin önündeki KN4de bizi sürpriz olarak Coca-Cola bekliyor! Perulu bir kadın biz laklak yaparken gelip 10sn sonra gidince dirsek darbesiyle biz de hareketleniyoruz. Enerjiyi molada durarak ve sohbet ederek değil, koşarak harcamak gerek.
After some 70mt ascent, the the 6-7 k of the long descent offers the most spectacular part of the course. Pure trails, some times rocky, mostly in forest remind home trails. It’s a flowing section with single tracks. Andalucian country side welcomes after the forest: Farm houses with some plantation, track and tarmac roads. Before our last CP at Heutor Tajar, I fall behid Ilgaz to bandage my aching left knee. I follow him with I contact thn suddenly he stops. Some vandal action has torn down the arrow signs, be pause for a minute but follow the correct straight line to the city center. Paul offers the surprise: one of the most tastety cokes in my life at CP. While chatng, a Peruian lady stroms the CP without any break. So after some elbow speaking we rae back on track. We should not wate time and energy at CP, they are for the course. We chat with Annie Garcia on the way and admire her stamia.
Loja’ya artık 13kilometremiz var. Asfalttan biraz tırmanıp sonra toprak yola giriyoruz. Artık yokuşlarda bazen koşuyor, düzde kısa yürüyüş molaları veriyoruz. Amaç bacak kaslarını farklı gerip kramp ve ağrıları azaltmak. Toprak yolda 1 km gttikten sonra gün içinde yağmış yağmurla yapış yapış olmuş killi kırmızı toprak karşılıyor bizi. Eğim aşağı, taşlı ve killi bu yolda kolay olmasa da İstanbul’dan alışık olduğumuz bir şekilde iniyoruz.
Only 13 kms to Loja, we leave the tarmac after some moer climb. We switch to running on uphills, to walking on plains – so muscles strech differently and manage aches and cramps. The track runs over red soil – sticky with the afternoon rain. A streneous descent starts on slipery and stony section, we are trained a bit from north trals in Istanbul.
Güneş alçalıyor ve harika altın rengi heryeri kaplıyor. Daha saatlerce koşabileceğimi hissediyorum ama sol dizim aynı fikirde değil. Annemiz seyahatte olduğu için oğlumla yanlız ve yorucu geçen bir hafta, uzun seyehat ve 70km sonrası “yokuş aşağı koşamazsın Caner” mesajına saygı gösteriyorum. Ilgaz kendi hızında devam ediyor, beklentisinin tersine %90 iniş olan kalan parkurda ona tekrar yetişemiyorum. Küçük boy köpeklerini gezdiren Lojalılardan selam almadan şehir etabını bitirip son çizgiyi Türk bayrağı ile geçiyorum. Aykut molasından çıkmış 2. turuna başlıyor. Ertesi sabah 24 saat dolmadan 2.turunu tamamlıyor.
In the last minutes of the day, we run towards the golden beams and Loja. I feel high and want to run for more hours but my left knee does not agree. I had a mother-away week with my little son and that ended with little sleep. I have to walk downhills. We seperate with Ilgaz on the suburns of the town. I arrive 10 hours 15 minutes after the start. It is great Aykut is just about to start his second loop and we three congrat each other.
10 saat altı hedefimizi 11 ve 15 dakikayla geçmiş bir şekilde, uzun molalarımıza üzgün ama genel olarak oldukça tatminli olarak Ilgazla madalyamızla parkur tamamlama ödül makarnamızı yiyiyoruz. Yarış bitti ama yarışcının yapması gerekenler bitmedi. Otelde güzel bir duş alıyoruz- ki bunun önemli bölümü soğuk duş. Soğuk su ayak bilekleri, ayaklar, dizlerdeki ödemlere çok iyi geliyor. Ben bilek ve dizlerime buz kompres yapıyorum. Bol sıvı alımını su, alkolsüz bira ve bira üçlüsü ile tamamlarken karbonhidrat ve protein için dev bir hamburger, patates kızartması ve pringles ile devam ediyoruz. Cuma hareketliliğinden sonra erkenden yatmış şehirde bir araba turu atıp hak ettiğimiz uykuya kavuşuyoruz.
We surpassed our sub-10-hour target, but still in the academic tolernce:) After the pasta paste from the organization we rush to finish after-race-musts. First, we shower. I had mine mostly cold to help cycling blood and body fluids from feet, ankles, muscles and knees. Some ice kompress followed. We had plenty of water, beer, french fries and a huge hamburger. We drive a loop in the city and see no party. I’m not sure weather the town was aleep or we were so tired to notice any? A good sleep before hugging Aykut the following day…
Ne yedik içtik?
Dailymile sitesi yarışta 7992kalori yaktığımı iddia ediyor.
Yarış günü 1,5 ltsi yarış öncesi, 1,5ltsi yarış sonrası, toplam 8lt sıvı içtim. (hep bulutlu, 2 saati yağmurlu serince bir günde, yediğim elma ve mandalinalar hesaba katılmadan)
KNlarından beklediğimizden daha iyi yiyecekler vardı: KN2 ve 4 dışında muz, elma, cips, hurma, mandalina. KN4’te kola tam turbo etkisi yaptı.
Yanıma aldığım 4 jelin 2sini (magnezyum içerikli kramp önleyicileri) 35. ve 55. kilometrelerde tükettim. Bir avuca yakın kuruyemiş, bir mini eski kaşarlı ve kokteyl zeytinli sandviç, bir elma, 8 adet kokteyl zeytin, 10-13 minik küp kaşar. Mola noktalarında toplam 2,5 muz, 1,5 mandalina, yarım elma, yarım avuç cips, 1 adet domates. Sağlam bir kahvaltının ardından yukarıdakiler bana 10 saat yetti. Fark edeceğiniz üzere pek sentetik yiyecek sevmem, tatlıdan çok tuzlu ve biraz ekşi severim. Sanırım bir sonraki dropbagli yarışıma ufak bir termos içinde sıcak su veya çorba götüreceğim. Kendime mutlaka ödül besinleri veriyorum, yiyecek ve içecekleri hareket halinde rahatça erişip tüketebileceğim şekilde taşımaya özen gösteriyorum zira durup çantadan çıkartmaya üşeniyorsunuz ve zamanında beslenemiyorsunuz.
About nutrition, Dailymile.com affirm I should have burned 7992 kalories. I’m nt sure of that, I can just tell what I consumed: Total 8 lts of fluid of with 1,5lt before race and 1,5lt after. (consider it was a cloudy cool day with 2 hours rainy, I don’t take aplle and madalins as fluid.) The CP snacks was far better and enough than I expected: banana & apple slices, mandalnas, cips, etc. Coke at CP4 was a booster.
I carried more but consumed only two anti-oxidane gels. A handfull of mixed dried fruits, a small salty cheese sandwich, an apple, 8 olives, 10-13 cubes of Turkish permesan on the go; 2,5 bananas, 1,5 mandalinas, half an apple, many cips and a tomato at CPs. Ofcurse I had a strong berakfast. (not a standart Spanish hotel breakfst.) I don’t like consuming sweet stuff when enduring, and need many electrolites and salt. I decided to bring in a hot thermos to make coffee or soup on the next race with dropbags. I tried to re distribute my food to side pockets so I don’t hav eto stop to eat.
Efsane Amca: Francisco Contreras Padilla
Endülüs bölgesinde tanınan, 73 yaşında bir amca (daha doğrusu dede) ile beraber yarıştık. Esasında Aykut yarıştı, çünkü dede 13 saatte ilk turu atıp 160’a devam etti! 80km bölü 13 size dedenin sadece yürümediğini ispatlayacaktır. Biz ayrılırken daha finiş yapmamıştı, 28 saat 48 dakika 19saniye resmi süresi olmuş. Parkura günlük gömlek, pantalon ve sopa bastonu ile beraber katıldı. Numarası katlı olduğu için biz 50k da yürüyecek derken ilk rampada önümüzde koşmaz mı! Sonradan öğrendik ki haftada 6 gün çalıştığı için ancak haftada bir koşabiliyormuş… Şu an Arazide yaşamanın güzellikleri… Bakalım ben 73 yaşımda bir batımda kaç kilometre yol alabilirim?
Super -Paco or the Super-Grandpa: Francisco Contreras Padilla
We were competing agains a 73-year-old strong man (or grandpa) wellknown in the Andalucia. Actually, t would be more accurate to state “Aykut competed” as he did not run 80k, but the whole 160k. He finished the 80k loop in 13 hours, so that proves he did not walk all the way! We had to leave before his finish, the web results report as 28 hours 48 minutes 19 seconds. When we saw him with daily shirt, trousers, a hiking pack and a long stck, we first thought he was to walk a bit or 50k course. Seconds after the start we had to run hard to pass him. Long life in the fields … than in the construction business… He know runs with his son and grand daugther… What a great experince! I wonder what course I will be finishing at age 73?
Parkurun Garmin GPS datası için tıklayın. / Click for the Garmin connect data for 80k course
Ultima Frontera 160 yarış sayfası için tıklayın. / Event web site of Ultima Frontera 160
Tebrikler Caner, Ilgaz ve Aykut!